3 Ocak 2012 Salı

KAMERALAR




Görüntülerin filme alınmasını sağlayan Alet, alıcı. Sinema ve Televizyon çekim aygıtı .



Kamera, birkaç temel öğeden oluşur: biri boş, öbürü görüntü kaydedilmiş filmi içeren makara (verici ve alıcı makaralar); dişlerin filmin deliklerine girip dönmesiyle filmi ışık penceresi önünde değişik hızlarda hareket ettiren Mekanik düzenek; çekilecek nesneden ışık ışınlarının filmin duyarlı bölümünde toplanmasını sağlayan optik sistem.

TARAYICI






Tarayıcı nedir? İnternette yer alan belgelerin yazıldığı bilgisayar dilini deşifre edip; sizin bu belgeleri monitörünüzde yazılar, resimler ve benzeri belgeler olarak görmenizi sağlayan aracı programlardır. 





Donanım açısından mükemmel bir bilgisayarınız ve mükemmel bir internet erişiminiz olsa bile, internet belgelerini sizin anlayabileceğiniz hale getiren tarayıcılar olmadan internetten faydalanamazsınız. 






İnternet tarayıcılarının başlıca ikisi Mozilla Firefox ve Internet Explorer'dır. Bunlar, kullanımı ücretsiz olan programlar olup, yeni alınan hemen her bilgisayarda kurulurlar.

YAZICILAR




Yazıcı Nedir ?
 Yazıcılar, bilgisayar ortamında üretilen şekil, grafik ve yazıların kağıda aktarılmasını sağlayan araçlardır.

 Her yazıcı, kendine özgü bir mikroislemci ve sinirli sayida karakter depolamasina olanak saglayan bir tampon bellek tasir.



Yazıcıların siniflandirilmasinda temel ölçüt, karakterlerin basiminda kullanilan teknolojik farkliliktir. Bir yazicinin kalitesini belirleyen ölçütler ise, baski hizi ve birim alandaki nokta yogunlugudur. Renkli baski yapabilmesi de yazici kalitesini belirleyen bir ölçüt haline gelmektedir.
Baski hizi, saniyede basilan karakter sayisi ya da lazer yazicilarda oldugu gibi, dakikadaki sayfa sayisi ile ölçülür.



Çesitli türdeki yazicilar bilgisayara paralel ya da seri olarak baglanabilir. Bu baglantiyi saglayan arabirimler vardir. Seri baglanti, halen bazi yazicilarda kullanilmasina ragmen, çok yavas oldugu için, daha hizli olan paralel baglanti tercih edilmektedir. Bilgisayar-yazici baglantisinda, veriler tek yönlü (bilgisayardan yaziciya) olarak iletilir. Bilgisayar ile yazici arasinda bilgilerin yani sira kontrol isaretleri de yollanmaktadir. Bu isaretler kullanilarak, yazici ile bilgisayar arasinda senkronizasyon ve islem durumlari hakkinda bilgi alis verisi saglanir. Örnegin, yazicida kagidin bittigi bilgisayara bildirilerek, kullanilan programin kullaniciyi uyarmasi saglanir. Yazici teknolojileri, gün geçtikçe daha hizli, daha çok renk verebilen, daha çok noktadan olusan ve kaliteli çikis verebilen ürünler ortaya koyabilmek için yarismaktadir.



Yazicilar, farkli ihtiyaçlari karsilayabilecek sekil ve modellerde üretilmektedir. Bunlar, nokta vuruslu (matris), mürekkep püskürtmeli (InkJet) ve lazer yazicilardir. Nokta Vuruslu (Matris) Yazicilar: . Yazici türleri içinde en yaygin kullanilanidir Igneli yazici olarak da bilinir. Nokta vuruslu yazicilarin yazma kafasi, bir matris seklinde dizilmis küçük ignelerden olusur. Nokta vuruslu yazicilarda bir karakterin kagida basilmasi, yazma kafasi içindeki ignelerin bilgisayardan gelen sinyallere bagli olarak hareket etmesi ile olusur. Igneler, elektro miknatislarin yardimi ile öne çikarak, gergin duran mürekkepli bir serit üzerinden nokta nokta vuruslarla bir karakteri tanimlar. Bu sekilde, serit üzerinden kagida karakter basilmis olur. Bu yazicilarda kaliteyi belirleyen faktör yazma kafasi içindeki ignelerin sayisidir. 9, 18 ve 24 ignelik yazicilar bulunmaktadir. Bugün 9 ve 18 igneli yazicilar da kullanilmakla birlikte, 24 igneli matris yazicilar daha çok tercih edilmektedir. Igne sayisinin artisi, tek bir karakteri daha fazla nokta vurusu ile olusturmayi, dolayisiyla birim alana daha fazla nokta sigdirabilmeyi saglar. Bu ise, igne sayisinin artmasi ile kalite arasindaki paralelligi ortaya koymaktadir. 9 igneli yazicilarda ortalama çözünürlük, 216 x 240 dpi (dot per inch/ inç basina nokta sayisi kadardir. Tüm yazicilarda oldugu gibi nokta vuruslularda da bir tampon bellek bulunmaktadir.



Nokta vuruslular için bu bellek genel olarak 4KB ile 32KB arasindadir. Karakter çesitliliginin olusturulmasi, bold karakterler için, ayni alana ignelerin çift vurus yapmasi ile, italik harfler için ise, farkli bir igneler matrisi kullanilmasi ile gerçeklesir. Bu nedenle matris yazicilarda karakter (font) sayisi çok azdir. Son yillarda nokta vuruslu yazicilarin renkli olanlari da üretilmistir. Yazma seritleri birkaç renkten olusan bu modeller, özellikle renk gerektiren grafikler için kullanilir. Genellikle kirmizi, sari ve mavi bantlar tasiyan serit, degisik renkler gerektiginde, ikinci bir motor yardimi ile asagi yukari hareket ettirilir. Ancak bu sekilde iyi bir renk kalitesi alma olanagi yoktur. Renkli matris yazicilar, yogun renk kalitesi gerektirmeyen islerde kullanilabilir. Nokta vuruslu yazicilar, normal kagit kullanabilmelerinin yansira, kenarlarinda delikler bulunan ve "sürekli form" adi verilen özel kagitlara da baski yapabilmektedir. Nokta vuruslu yazicilar, fatura kesmek gibi çok kopya gerektiren baski islemleri için idealdir. Mürekkep Püskürtmeli (InkJet) Yazicilar: Bu yazicilar, yazma kafalari delikler matrisinden olusan yazicilardir. Bu yazicilarin yazma kafasinin ardinda özel bir mürekkep içeren hazne bulunur. Bu hazneye kartus adi verilir. Kartustaki mürekkebin özelligi ise, manyetize edilebilmesidir. Bilgisayardan gelen komutlara bagli olarak haznenin belli bölgeleri manyetize edilir. Içerdeki sivi mürekkep, bu bölgelere denk düsen deliklerden disari firlatilir. Isitilarak firlatilan mürekkep kabarcigi dogrudan dogruya kagit üzerine yapisir. Mürekkep püskürtmeli yazicilar, yazma kafasi bakimindan, igneler matrisinden olusan nokta vuruslu yazicilardan temel olarak ayrilirlar. Diger yandan nokta vuruslu yazicilar ile benzesen yönleri de vardir.



Bunlardan ilki özellikle mürekkep kullanma sekilleridir. Digeri ise yazilari karakter karakter basmalaridir. Püskürtmeli yazicilarin nokta vuruslulara göre en önemli üstünlükleri baski kaliteleridir. Ancak yine de bir lazer yazici kadar iyi baski yapamamaktadir. Nokta vuruslularda oldugu gibi, karbon kagidi ile baski çogaltmaya olanak vermez. Mürekkep püskürtmeli yazicilarda renkli baski da yapilabilmektedir. Temel üç renk, üst üste ayni noktaya basildiginda diger renkler elde edilir. Bazi modeller disinda renkli ve siyah kartuslar ayri ayri bulunmaktadir. Mürekkep püskürtmeli yazicilarin çözünürlügü ise, 75 ile 600dpi arasinda degismektedir. Püskürtmeli yazicilarda bulunan tampon bellek, l6KB ile 4MB arasindadir. Lazer Yazicilar: Lazer yazicilar, su ana kadar üretilenler içinde, hizli ve kaliteli baski yapabilen, en iyi yazicilardir. Üretildiginden beri masaüstü yayincilik alaninda vazgeçilmez bir araçtir. Bu yazicilardan, matbaa kalitesinde çikis alinabilmektedir. Özellikle aydinger ya da asetat üzerine çikis alinabilmesi önemli bir özelligidir. Çünkü bu yolla baski öncesi hazirlik asamalarinin yerine getirilmesi saglanabilmektedir. Lazer yazicilar, fotokopi makinelerine benzemektedir. Lazer yazicilarda da fotokopi makinelerinde oldugu gibi toner kullanilmaktadir. Toner tanecikleri, bilgisayardan gelen veriler yardimi ile kagit üzerine basilir. Herbir toner taneciginin bir noktadaki yogunlugu çözünürlügü ifade etmektedir. Çözünürlük, dpi (dot per inch/ inç basina nokta sayisi) olarak gösterilen bir degerdir. Bugün yaygin olarak 600 dpi'lik lazer yazicilar kullanilmaktadir.
Yazicinin belleginde olusturulan sayisal sayfa görünümü, lazer tabancasi yardimi ile tambur üzerine aktarilir. Tamburun, lazer isiniyla manyetize edilen bölümlerine toner yapisir. Bu sekilde, tambura degen kagit üzerinde, istenilen karakter ve grafikler olusur.
Lazer yazicilarin sessiz çalismalari, kalite ve hizlarinin yaninda en büyük özellikleridir. Lazer yazicilarin bir dezavantaji, sürekli form kullanamamasidir.
Bu yazicilarin hizi, ppm (page per minute/dakikadaki sayfa sayisi) ile ölçülür. Diger yazicilarda oldugu gibi lazer yazicilar da bir mikroislemci ve bellek tasimaktadir. Bellek 512KB ile 4MB arasinda degismektedir.
Lazer yazicilarin renkli baski yapabilenleri de üretilmektedir.

20 Aralık 2011 Salı

777 KURALI


BAŞARILI BİR HAZIRLIK İÇİN İPUÇLARI
*        Planlama
Sunuşunuzu planlayın, hazırlığınızı hızlandırın. Sunuyu planlarken izleyicide göz önünde bulundurulmalı. Sunu yapacağımız yeri önceden belirleyin. Oraya gidip prova yapın. Kullanacağınız aletleri kontrol edin.
*        Hedefler
Bilgilendirmek, eğitmek, ikna etmek, eğlendirmek  Hangisi? Bunlardan hepsi olmazsa olmazlardandır. Biri bile eksik ise dinleyici sıkılır ve sunumunuzun bir kazancı olmaz.Sunum öncesi hedef belirlenip o hedefe planlarımız aracılığıyla gitmelisiniz.

*        Dinleyici
Kime hitap ettiğinizi bilin. Kime hitap ettiğinizi bilmek çok önemlidir. Genç bir kitleye daha çok eğlenceli zevkli dikkat çekici olmalı. Önemli bir toplantıda sunum yapılacak ise daha ciddi bir sunum hazırlayın.

13 Aralık 2011 Salı

MONİTÖRLER





Monitör, görüntü sergilemek için kullanılan elektronik ya da elektro-mekanik aygıtların genel adı. Monitör, başta televizyon ve bilgisayar olmak üzere birçok elektronik cihazın en önemli çıktı aygıtıdır. Monitör, plastik bir muhafaza içerisinde gerekli elektronik devreleri, güç transformatörünü ve resmi oluşturan birimleri içerir. Monitörle bilgisayar arasındaki iletişimi ekran kartı sağlar. Yani, monitörden çıkan veri kablosu bilgisayar kasasında ekran kartına bağlanır. Monitörlerin boyutları inç ölçü cinsinden belirlenir. Monitörlerin boyutları, 14 inç, 15 inç, 15.4 inç(laptop), 17 inç, 19 inç, 22 inç gibi değerlerle ifade edilir. Bu boyut monitör ekranının bir köşesinden diğer köşesine olan uzaklıktır.

Ekran modları
Bilgisayar kullanılırken monitörlerde iki tür ekran moduyla karşılaşılır. Bu ekran modları Text modu ve Grafik modudur.
Text modu: Text modunda ekran 25 satır ve 80 sütundan oluşur. Yani her satıra en fazla 80 karakter yazılabilir. DOS işletim sistemi text modda çalışan bir işletim sistemidir.
Grafik modu: Grafik modu, Microsoft Windows işletim sisteminin çalıştığı ortamdır. Monitör ekranı pixellerden (noktalardan) oluşur. Pixel sayısı ne kadar fazla ise netlik o kadar artar. Nokta sayısı yoğunluğuna çözünürlük denir. Çözünürlük azaldıkça netlik azalır ve görüntü bozulur.
Monitör türleri
Monitörler iki tiptedir. CRT ve daha modern olan LCD monitörler. CRT monitörlerin boyutları bir televizyon gibi, oldukça büyüktür. LCD monitörler ise çok daha incedir.
CRT monitörler

Açıklama: http://bits.wikimedia.org/skins-1.18/common/images/magnify-clip.png
17 inçlik CRT monitör

Açıklama: http://bits.wikimedia.org/skins-1.18/common/images/magnify-clip.png
CRT monitör
Bir monitörün en önemli parçası çeşitli elektronik devrelerle birlikte CRT (Chatode Ray Tube – Katot Işınlı Tüp) denilen havası boşaltılmış ve ön yüzeyi binlerce fosfor noktacığından (dot) oluşan koni şeklindeki tüptür.
Bu tüpün geniş tarafı dikdörtgen şeklindedir. Diğer dar tarafında ise elektron tabancası bulunur.
Tabanca içerisindeki katot levhaları tel fleman (ısıtıcı) ile ısıtılır ve tüp içerisinde serbestçe dolaşan elektron bulutu oluşturulur. Negatif kutuplandırılan katotlar ile pozitif kutuplandırılan ekranın iç yüzeyi arasında büyük bir gerilim farkı uygulandığında katotlarda oluşan elektronlar dış yüzeye doğru fırlar.
Sabit olarak yerleştirilen odaklama elemanları bu elektronları bir araya getirerek bir ışın halinde ekran orta yüzeyinde odaklar. Bu ışını ekranın istenilen taraflarına yönlendirmek için elektron tabancasının etrafında yatay ve dikey saptırma bobinleri bulunur. İşte bu ışının ön yüzeyde gezdirilmesi suretiyle ortaya görüntüler çıkar.
Ekran kartından sinyal geldiği müddetçe bu ışın monitörün sol üst köşesinden başlayarak fosfor ile kaplı ön yüzeyi tarar. Burada verecek çinko oksit türevi kullanılr Noktanın hızlı hareketi görüntüyü oluşturur.Gözümüz gecikmeli algıladığı icin görüntü oluşur.
Elektron demetinin ekranda saniyede kaç resim taradığı ekran kartı tarafından belirlenir. Bu değer saniyede 50 ile 120 arasında değişir. Bu değerler “tazeleme” frekansı olarak isimlendirilir. Değerin yüksek olması görüntü kalitesini ciddi ölçüde artıracaktır. Değer düşük olursa monitörde gözü yoran kıpraşımlar daha da fazla olacaktır.
Renkli monitörlerde renklerin oluşması için üç temel renk (kırmızı-yeşil-mavi) kullanılır. Her renk için elektron tabancası içerisinde bir ışın demeti oluşturan eleman vardır. Ayrıca ekran yüzeyi de üç ayrı renkten oluşan fosfor tabakasından oluşur. Bu tabakalar delikli bir maskenin arasından aydınlatılır. Hassas bir şekilde ayarlanan bu deliklerde her renge ait ışın demeti sadece o renge çarpar.
Monitördeki her nokta üç ayrı renkteki fosfor damlacığından oluşur. Bu üç fosfor damlacığı da bir araya gelerek “pixel” leri oluşturur. Birbirine en yakın aynı renkteki iki noktanın merkezleri arasındaki uzaklığa “dot pitch” denir. Nokta aralığı anlamına gelen bu ifadenin bu günkü değerleri 0.24 mm ile 0.28 mm arasında değişmektedir. Bu değerlerin küçük olması görüntü kalitesinin artması anlamına gelir.
LCD Monitörler
LCD (Liquid Cyristal Display) monitörlerde görüntü sıvı kristal diyotlar yardımıyla sağlanmaktadır. Bu diyotlara gerilim uygulandığında, içlerindeki moleküllerin polarizasyonu değişmekte ve beraberinde de diyodun geçirgenliği değişmektedir. Bu duruma dijital saatlerde de rastlamaktayız. Normalde şeffaf olan bu diyotlara gerilim uygulandığında geçirgenliklerini kaybederler ve siyaha dönerler. Renkli LCD monitörlerde ise çok ufak ve birden fazla diyot kamanı kullanılarak görüntü alınmaktadır.
LCD monitörler DSTN ve TFT olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ucuz olan ve “passive matrix” teknolojisini kullanan DSTN (Dual-Scan Twisted Nematic)’ler çözünürlükleri ve görüş açıları TFT’lerden düşük olan monitörlerdir. Bu monitörler genelde dizüstü bilgisayarlarda kullanılmaktadır. TFT (Thin Film Transistor)’ler ise “active matrix” adı verilen ve görüntüyü daha parlak ve keskin gösteren bir teknoloji kullanırlar. TFT’lerde her piksel bir ya da dört transistör tarafından kontrol edilir ve bu sayede flat panel ekranlar arasında en iyi çözünürlüğü sunarlar..
Interlaced ve Non-Interlaced monitör
Interlaced CRT monitörlerde önce tek satırların daha sonra da çift satırların tazelendiği bir tarama şekli kullanılmaktadır. Bu yöntem ekran çözünürlüğünü arttırmak için uygun bir yöntemdir, fakat ekranda titreşime sebep olunmaktadır.
Non-interlaced monitörlerde ekranın üstünden altına doğru bir döngüyle her satır tazelenir. Bu olay titreşimi azaltmaktadır ve günümüzde bu tip monitörler kullanılmaktadır.
256, Yüksek ve Gerçek Renkler

Açıklama: http://bits.wikimedia.org/skins-1.18/common/images/magnify-clip.png
22" LCD Monitörler artık daha çok tercih ediliyor.
Monitörde görüntülenen renk sayısı ekran kartının hafızası ile ilgilidir. 256, yüksek ve gerçek renk terimleri renk bilgisini depolamak için kullanılan bit sayısını ifade eder. Bit sayısının fazlalığı, renk sayısının ve aynı zamanda video RAM’in fazlalığı demektir.
256 renk 8 bit’i kullanır ve ekranda sadece 256 farklı renk görünür. Yüksek (high) renk 16 bit’i kullanır ve ekranda 65536 (64K) renk görüntülenir. Gerçek (true) renk 24 bit kullanır ve ekranda 16 milyon ren görüntülenir. 16 ve 24 bit arasındaki fark insan gözü tarafından algılanmaz.
Ekran kartı için gereken video RAM miktarı şu şekilde formüle edilebilir:
yatay çözünürlük x dikey çözünürlük x 1 pixel için gereken byte miktarı = ekran kartında bulunması gereken minimum ram miktarı (byte)
16 renkte: 1 pixel için 0,5 byte 256 renkte : 1 pixel için 1 byte 64K renkte: 1 pixel için 2 byte 16,7 milyon renkte: 1 pixel için 3 byte gerekir. Mesela: 16,7 milyon renk ve 1024 x 768 çözünürlük
1024 x 768 x 3 = 2,359,296 byte = 2,4 MB (yaklaşık) video RAM gerekmektedir. Dolayısıyla piyasada bu sınırın üzerinde 4 MB ekran kartı bulunduğundan en azından bunun kullanılması gerekmektedir
Monitör boyutları
Aşağıda küçükten büyüğe olmak üzere monitör boyutları verilmiştir.
§  15 inç-38 ekran
§  17 inç-43 "
§  19 inç-48 "
§  22 inç-56 "
§  26 inç-66 "
§  32 inç-82 "
§  40 inç-102 "
§  42 inç-106 "
Monitör seçimi
Monitör ekranının büyüklüğü yapılacak işe ve amaca göre seçilmelidir. Normal kullanım için en ideal ekran boyutu 17 inçtir. Eğer bilgisayarda daha çok şekil, grafik, plan, proje çizimleri yapılacak veya oyun oynanacak ise ekran boyutu büyük olan monitörler (19 inç, 21 inç vb.) tercih edilmelidir. Büyüklükle beraber monitön çözünürlüğüne (yüksek çözünürlüğe sahip monitörlerin görüntüleri daha kalitelidir) ve ekran kartının özelliklerine (bellek miktarı, işlemci hızı vb.) de dikkat edilmelidir.

6 Aralık 2011 Salı

MACAR NOTASYONU

  1. Macar Notasyonu da denilen bu isimlendirme yöntemi her değişkenin isminin ilk bir kaç karakterinin tipini belirtme yönünde kullanılmasıdır.. Özellikle oop furyasından sonra developer arasında çok yaygın kullanım görmüştür.. Hele hele Visual Basic'te pek sık kullanılır.. Delphi örneği verirsek:

    var
    strhede:string;
    bpos:byte;
    ilength:integer;


  2. Microsoft'ta çalışan yüksek rütbeli Charles Simonyi adlı Macar kişi tarafından Microsoft'a benimsetildiği de rivayet olunur..


  3. sz: string zero, b: byte, w: word, p: pointer, l: long... şeklinde. değişken ismine bakar bakmaz ne olduğunun anlaşılmasını sağlar. İsmin geri kalanı mixed olarak yazılır. lplongpointerdir gibi.


  4. 1980'lerin başından beri Microsoft'ta geliştirme ekipleri tarafından kodlama standardı olarak takip edilmiş, ismini ise Charles Simonyi'nin Macar olmasından ve değişken isimlerini Hungarian Notation ile yazınca İngilizceye benzememesi yüzünden alan isimlendirme yöntemi..

    (bkz: Hungarian Rhapsody)


  5. Sözlük büyük harf desteği vermediğinden burada gözükmese de, tercih edilen şekli her kelimenin baş harfinin büyük olmasıdır. http://msdn.microsoft.com/en-us/library/aa260976(vs.60).aspx adresinden hakkında derin bilgi edinilebilir.


  6. Kardeşi olarak: (bkz: Reverse Polish Notation)


  7. Charles Simonyi adlı zattın tez olarak hazırladığı kodlama standardı tum oop dillerin yerine sadece python mantığında, değişkenlerin türleri tanıtılmadan kullanıldığında asil ise yarayabiliritesi yüksek olan notasyon gereksiz uzun değişken adları yüzünden herkesin sempatisini kazanamayan ve yeni şeker idelerde cursor ve değişken ad buluştuğunda mesela minik bir "int" yazısı ile gerekliliği biraz da olsa ortadan kaldırılan notasyon.


  8. Getirdiği kolaylıklardan bir tanesi, auto-complete kullanırken değişkenlerinizi türlerine göre birarada görmenizdir. Gerçekten büyük kolaylıktır.


  9. Microsoft tarafından desteklenen, özendirilen, burnumuza sokulan bir kullanımdır. Bunun sebebi bir rivayete göre Microsoft'un hazırladigi apilerin veri tipleriyle fonksiyonlar arasındaki farkı algılayış şeklidir. Bu isimlendirme tekniği kullanıldıkça bu konudaki sorunlar azalacakmış, bu sebepten Microsoft böyle bir politika izliyormuş. Software Engineering hocam bu konuda durmadan 2 saat konuşabiliyor, bana ise bunlar anlamsız geliyor, karman çorman notation'a güveniyor,inanıyorum.


  10. Gereksiz bir değişken isimlendirme notasyonudur. Şöyle ki güncel pek çok programlama dilinde değişkenlerin tipini zaten baştan tanımlamak gerekmektedir. Ayrıca yazılan koda bir tek düzelik, bayağılık kattığından kodlayan kişiye hamaliye bir işi yapıyormuş hissini verir. Bu notasyonun kod okunabilirliğinin içine nasıl ettiği de aşağıdaki vbscript kodunda gözlemlenebilir.

    if ( (ipaddresshigh and maskhigh) = (segmenthigh and maskhigh) ) and ( (ipaddresslow and masklow) = (segmentlow and masklow) ) then
    inrange=true
    else
    inrange=false
    end if

    if ( (bipaddresshigh and bmaskhigh) = (bsegmenthigh and bmaskhigh) ) and ( (bipaddresslow and bmasklow) = (bsegmentlow and bmasklow) ) then
    finrange=true
    else
    finrange=false
    end if